Boşanma Davalarında Cevap Dilekçesinin Unsurları
Aile Mahkemeleri nezdinde Boşanma Davaları, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda belirlenen usul kuralları çerçevesinde yürütülmektedir. Buna göre bu yargılamada takip edilecek usul ve esaslar Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda yer alan düzenlemelere göre belirlenecektir. Boşanma davaları HMK’da belirlenen yargılama usullerinden “Yazılı Yargılama Usulüne” tabi olarak yürütülen dava türlerindendir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 129. maddesinde göre : “Cevap dilekçesinde aşağıdaki hususlar bulunur:
a) Mahkemenin adı.
b) Davacı ile davalının adı, soyadı ve adresleri; davalı yurt dışında ise açılan dava ile ilgili işlemlere esas olmak üzere yurt içinde göstereceği bir adres.
c) Davalının Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası.
ç) Varsa, tarafların kanuni temsilcilerinin ve davacı vekilinin adı, soyadı ve adresleri.
d) Davalının savunmasının dayanağı olan bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetleri.
e) Savunmanın dayanağı olarak ileri sürülen her bir vakıanın hangi delillerle ispat edileceği.
f) Dayanılan hukuki sebepler.
g) Açık bir şekilde talep sonucu.
ğ) Davalının veya varsa kanuni temsilcisinin yahut vekilinin imzası. (2) 121 inci madde hükmü cevap dilekçesi hakkında da uygulanır. “ şeklinde ifade edilmiştir.
Burada belirlenen unsurların hepsinin cevap dilekçesinde ayrıntılı şekilde yer alması zorunluluğu bulunmamaktadır. Tarafların ad-soyadları, ikamet adresleri, varsa TC Kimlik numaraları, toplanması talep edilen delil listesi, sonuç ve istemde açıkça taleplerin yer alması yeterlidir. Bu unsurlardan bir ya da birkaçının eksik olması durumunda hakim 1 haftalık kesin süre vererek eksikliklerin giderilmesini isteyebilir. Bu süre içinde eksiklikler giderilmezse HMK mad. 130 uyarınca cevap dilekçesi verilmemiş sayılacaktır.
Boşanma Davalarında Cevap Dilekçesi Verme Süresi
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 127. maddesine göre: “Cevap dilekçesini verme süresi, dava dilekçesinin davalıya tebliğinden itibaren iki haftadır. Ancak, durum ve koşullara göre cevap dilekçesinin bu süre içinde hazırlanmasının çok zor yahut imkânsız olduğu durumlarda, yine bu süre zarfında mahkemeye başvuran davalıya, cevap süresinin bitiminden itibaren işlemeye başlamak, bir defaya mahsus olmak ve bir ayı geçmemek üzere ek bir süre verilebilir. Ek cevap süresi talebi hakkında verilen karar taraflara derhâl bildirilir.” denilmektedir.
Buna göre hakkında dava açıldığını öğrenen ve dava dilekçesini tebliğ alan taraf, tebliğden itibaren 2 haftalık süre içinde yargılamanın görüleceği mahkemeye bir dilekçe ile katılarak cevap verebilir. Eğer bu süre içinde tüm delillerini toplaması ya da dilekçesini hazırlaması mümkün değilse mahkemeye talepte bulunarak “Süre Uzatım Talebinde” bulunabilir. Mahkeme hakimi, davalının taleplerini ve gerekçelerini haklı görürse 2 hafta ile 1 ay arasında ek süre vererek cevap dilekçesi verme süresini uzatabilir. Süre uzatım kararından sonra davalının cevap süresi, otomatik olarak 2 hafta ya da 1 ay gibi bir süre için uzamış sayılacaktır. Mahkeme hakimi, bu ek süreyi vermezse kişi, dava dilekçesini tebliğ aldıktan sonraki 2 hafta içinde cevap dilekçesi vermek zorundadır. Aksi halde cevap dilekçesi vermemiş sayılacaktır.
Boşanma Davalarında Cevap Dilekçesinin Önemi
Boşanma davaları, daha önce de bahsedildiği gibi Yazılı Yargılama Usulüne tabi olarak yürütülen dava türüdür. Bunun anlamı şudur: Hem davacının hem de davalının ikişer tane dilekçe sunma hakları mevcuttur. Davacı zaten dava dilekçesini sunmadan dava açamamaktadır. Fakat dava açıldıktan sonra davalı cevap dilekçesi verirse, davacı açısından “Cevaba Cevap Dilekçesi” adında ikinci bir dilekçe verilebilir. Bu ikinci dilekçeyi tebliğ alan davalı, “İkinci Cevap Dilekçesi” adında ikinci bir dilekçe verebilir. Tüm bunlardan çıkarılacak sonuç, tarafların her bir dilekçe ile iddia ve savunmalarını serbestçe genişletebilecekleri, daha önce sunmadığı ya da göstermedikleri deliller ile olaylar ve olguları doğrudan sunabilmelerine olanak sağlanmasıdır.
Boşanma Davalarında Cevap Dilekçesi Verilmezse Ne Olur?
Müvekkillerimiz tarafından en çok maruz kaldığımız soru ve sorunlardan biri de cevap dilekçesinin verilmemesi halinde ne olacağıdır.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 128. maddesine göre: “Süresi içinde cevap dilekçesi vermemiş olan davalı, davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaların tamamını inkâr etmiş sayılır.” denilmektedir.
Türk Hukuk Yargılaması, Anglo-Sakson Hukuk Yargılamasından farklı olarak inkar karinesi üzerine kurulmuş bir yargılamaya haizdir. Dolayısıyla cevap süresini hiç vermeyen tarafın haklarını korumak açısından iddia olunan tüm vakıaların inkar edildiği, kabul edilmediği ön kabulü ile yargılamaya başlanacaktır.
Yine cevap dilekçesi vermeyen ve ön inceleme duruşmasına kadar da delillerini ve savunmalarını bildirmeyen tarafın bir daha delil bildirme imkanı da bulunmamaktadır. Zira kanunda açıkça belirtildiği üzere delil bildirme ancak cevap ya da ikinci cevap dilekçesi ile birlikte mümkün olabilmektedir. Cevap dilekçesini hiç vermeyen tarafın ayrı bir dilekçe ile delil bildirmesi de mümkün olmamaktadır. Görüldüğü üzere çok teknik bir konu olmasının yanında boşanma davalarının avukat ile takibinin müvekkillere sağladığı hukuki koruma ve profesyonellik, muhtemel hak kayıplarını daha en başında önüne geçmektedir.