Nafaka Nedir ?
Genel anlamda nafaka, boşanma davasının mahkeme nezdinde ikame edilmesi ile birlikte ve boşanma davasının sonuçlanmasından sonra, evlilik birliği içindeki maddi durumu elverişsizleşecek ve yoksullaşacak kişilere bağlanan para olarak tarif edilebilir. Bağlanacak kişilere ve bağlandığı zaman dilimine göre farklı türleri bulunmaktadır.
Buna göre Tedbir Nafakası, boşanma davası devam ederken yoksullaşma tehlikesi içinde bulunan eşe, diğer eş tarafından mahkemece bağlanan paradır. Boşanma davası bittikten sonra kendiliğinden kalkar ya da başka bir nafaka türüne dönüşür. Yoksulluk nakafası, boşanma davasının sona ermesi ile birlikte yoksullaşacak kişiye, diğer eş tarafından bağlanan nafakaya denilmektedir. Az önce bahsettiğimiz üzere tedbir nafakası da boşanma davasında karar verilmesi ile birlikte yoksulluk nafakasına dönüşecektir. İştirak nafakası ise, velayet hakkı kendisine verilmeyen eşin, velayet altında bulunan çocuk ya da çocukların bakımı, eğitimi, sağlık giderleri ya da diğer masrafları için ödemekle yükümlü olduğu paraya denilmektedir.
Anlaşmalı Boşanma Davasında Nafaka Talep Edilebilir Mi ?
Anlaşmalı boşanma davası, en nihayetinde boşanma davasının bir türüdür. Dolayısıyla çekişmeli boşanma davasında talep edilen her şey, Anlaşmalı Boşanma Davası’nda da talep edilebilir. Sadece yargılama süresi çok kısa olduğu için tedbir nafakasının talep edilmesi fiilen mümkün değildir. Ancak Anlaşma Protokolünde tarafların ortak iradeleri ile kabul etmeleri halinde bir eş tarafından diğeri lehine “Yoksulluk Nafakası” ödenmesi karar altına alınabilir. Yine velayet hakkı kendinde bulunan eş, diğer eşten müşterek çocuklar lehine olarak iştirak nafakası talebinde bulunabilir.
Kimler Nafaka Alamaz ?
Her durumda herkes yoksulluk nafakası alacaklısı olamaz. Buna göre eşi de yoksul olanlar, eşi ile aynı gelire sahip olanlar, mesleği ve kazancı olanlar, herhangi bir geliri olmasa bile banka mevduatı sahibi olanlar, herhangi bir geliri olmasa bile kumar, alkol, uyuşturucu düşkünlüğü olanlar, herhangi bir geliri olmasa bile kamu kaynaklarından sosyal yardım alanlar nafaka alacaklısı olamazlar.
Anlaşma Protokolünde Nafaka İle İlgili Yer Alacak Maddeler Nelerdir ?
Boşanma Davası, taraflar arasında hür irade ile düzenlenecek Boşanma Protokolüne bağlı olarak karara bağlanacağı için Anlaşma Protokolünde Nafaka Yükümlüsünün kim olduğu, nafaka alacaklısının tam kimlik bilgileri, nafakanın türü ve nafakanın miktarı net olarak belirtilmelidir. Özellikle nafaka miktarının net olması elzemdir. Zira X -TL olarak belirtilen bir miktar mahkemelerce kabul edilmemektedir. Yine nafaka miktarının her yıl hangi oranda arttırılacağı da açık bir şekilde kayıt altına alınmalıdır. Bunu bir örnekle şu şekilde açıklayalım:
Örnek 1: Eşlerden Mehmet ........... , diğer Eş Ayşe ........... ‘ye her ay 1,000,00-TL olmak üzere Yoksulluk Nafakası ödeyecektir. Nafaka miktarı, her yıl Üfe oranında artırılacaktır.
Örnek 2: Eşlerden Mehmet ........., müşterek çocukları Emir .......... ‘in bakım ve giderlerinde kullanılmak üzere diğer eş Ayşe..........’ye her ay 500,00-TL İştirak Nafakasını ödeyecektir.
Nafaka Miktarı Nasıl Belirlenir?
Evlilik birliğini sona erdiren eşler, pek doğal olarak evlilik birliği içinde birbirlerinin maddi durumlarını en iyi bilebilecek kişilerdir. Bu açıdan kişilerin aldığı ücrete bakılmadan nafaka rakamların Nafaka olarak talep edilmesi, hiç şüphesiz büyük bir hakkaniyetsizlik yaratacaktır. Bunun yanında kişilerin gelir durumlarına bakılmaksızın yüksek miktarlı nafakaların anlaşma protokolüne dahil edilip mahkemece karar altına alınması dahi kesin çözüm değildir. Zira nafaka gelir durumu ile ilgili bir kurum olup kişiler bu miktarı ödeyemediklerini belgeledikleri ölçüde boşanma davasının bitiminden sonra dahi Nafakanın Azaltılması ya da Nafakanın Kaldırılması Davası yoluyla dava ikame ederek nafaka miktarına itiraz edebilmektedir.
Anlaşmalı Boşanmadan Sonra Nafaka İstenebilir Mi ?
Anlaşmalı Boşanma Protokolü ile sona eren bir dava sonunda da kişiler yoksulluklarını belgeleseler bile Yoksulluk Nafakası talep edemezler. Zira boşanma kararı ile birlikte nafaka taleplerinden “feragat etmiş” sayılmaktadır. Hukuki literatüre göre bir haktan feragat eden bir kişinin iradesi, geleceğe yönelik olup bir daha o hakkın kullanılmaması anlamına gelmektedir. Bu da feragat ile sonuçlana bir dava sonunda yeniden nafaka talebini imkansız kılmaktadır. Zira uzun yıllardır süren tartışmalar neticesinde Yargıtay Hukuk Genel Kurulu da bu şekilde karar vermiş ve boşanma aşamasında nafaka talebi olmayan eşin sonradan nafaka talep edemeyeceğini karar altına almıştır. İştirak nafakası için ise bu durum geçerli değildir. Çocuğun sonradan ortaya çıkan masrafları için boşanmadan itibaren 1 yıl içinde açılacak dava ile İştirak Nafakasının bağlanması her zaman talep edilebilecektir.