Babalık Karinesi
Aksi ispat edilinceye kadar maddi olguların varlığına dayalı olarak geçerli kabul edilen hukuki statüye "karine" denilmektedir. Bizim Medeni Kanunumuz, belli hallerin varlığı halinde babalık karinelerini sıralamıştır. Bunlar;
* Evlilik içerisinde çocuk dünyaya gelmişse çocuğun annesinin kocası aksi ispat edilinceye kadar çocuğun babası kabul edilir.
* Evlilik sona erdikten sonra 300 gün içinde annenin çocuğu dünya gelmişse çocuğun babası, annenin eski kocası olarak kabul edilir.
* Evlilik sona erdikten sonra 300 gün geçmeden anne yeni biriyle evlenirse ve çocuk dünyaya gelirse çocuğun babası, annenin yeni eşi olarak kabul edilir.
Babalık Davası Şartları
1-) Babalık davası, kural olarak evlilik dışı doğan çocuk ile baba olduğunu iddia edilen ya da baba olduğu iddia edilen erkek birey arasındaki bir yargılamanın konusudur. Bu noktada bu davanın açılabilmesinin en büyük koşulu, çocuğun anne ile sarih bir soybağının kurulduğu varsayımıdır. Eğer böyle bir soybağı yoksa, yani çocuğun annesi ile soybağı kurulamamışsa, bu noktada baba ile soyabğı kurmak mümkün değildir.
2-) Babalık davası açılıp evlilik dışında dünyaya gelen çocuk ile baba arasında soybağı kurabilmek için, çocuğun herhangi bir baba ile soybağının bulunmaması gereklidir. Bu açıdan öncelikle mevcut soybağı kaldırılacak; sonra yeni bir soybağı kurulması için dava açılabilecektir.
3-) Babalık davası ve genel olarak soybağı, kamu düzenine ilişkin bir hukuki kurumdur. Bu açıdan dava açılmadan önce mutlaka ilgililerine ihbar zorunluluğu bulunmaktadır. İhbar edilecek kişi ya da kurumlar, baba olduğunu iddia eden ya da baba olduğu iddia edilen kişinin mevcut statüsüne göre farklılık göstermektedir. Örneğin kişi ölmüşse davanın kişinin mirasçılarına açılması gerekliliği gibi mutlaka Cumhuriyet Savcısına ve Hazineye ihbar zorunluluğu da Türk Medeni Kanunu'nun 301. maddesinin f.3 bendinde yer almaktadır.
Babalık (Babalığın Tespiti) Davasını Kimler Açabilir?
Türk Medeni Kanunu'nun 301. maddesine göre babalık davası, sadece ana ve çocuk tarafından istenebilir. Yine soybağının kurulması istenen babanın vefat etmesi durumunda dava, babanın mirasçılarına karşı açılacaktır. Yani çok yanlış bilindiği üzere bu davayı baba açamaz.
Burada önemle bahsedilmesi gereken unsur, ana ile çocuğun zorunlu dava arkadaşlığı ve taraf birlikteliği olmadığıdır. Her iki şahıs ayrı ayrı dava açabilir. Fakat her ikisinin de aynı vekille temsil edilmeleri mümkün değildir. Mutlaka ayrı avukatlar tarafından temsil zorunluğu bulunmaktadır. Yine yukarıda bahsettiğimiz üzere davanın Cumhuriyet Savcısına ve Hazineye ihbar zorunluluğu bulunmaktadır.
Babalık Davası Açma Süresi
Babalık davası açma süresi, çocuk dünyaya gelmeden önce açılabileceği gibi çocuk dünyaya geldikten sonra da açılabilir. Burada davayı açabilecek kişiler açısından bir hak düşürücü süre, kanun nazarında dikkate alınmalıdır. Öyle ki davayı ana açıyorsa en geç doğumdan sonra 1 yıl içinde bu davayı ikame etmelidir. Bu süre geçtikten sonra dava açma hakkı kalmayacaktır. Doğum sonrası çocuğa bir kayyım atanması halinde 1 yıllık hak düşürücü süre, mahkeme tarafından atama kararının kayyıma tebliğindnen itibaren başlayacaktır. Eğer çocuğa hiç kayyım atanmamış - yani çocuk ile başka bir erkek arasında geçerli bir soybağı kurulmuşsa - dava açma süresi bu soybağının kaldırıldığı tarihten itibaren, eğer çocuk ergin ise ergin olduğu tarihten itibaren 1 yıllık hak düşürücü süre başlayacaktır.
Babalık Davasında Yetkili ve Görevli Mahkeme
Babalık davası, davanın taraflarından herhangi birinin doğum sırasındaki yerleşim yerinde kurulmuş Aile Mahkemeleri'nde açılacaktır. Eğer Aile Mahkemesi bulunmayan bir yerleşim yeri söz konusu ise dava, o yer Asliye Hukuk Mahkemelerinde "Aile Mahkemesi Sıfatıyla" ikame edilecektir.
Babalık Davası DNA Testi
Hiç şüphesiz Babalık Davalarında en önemli delillerden biri DNA testi olarak bilinen Moleküler ve Genetik İnceleme Testidir. DNA testi, bilimsel olgulara dayalı bilirkişiler marifetiyle düzenlenen bir rapora bağlanır. Hakim kural olarak bu delile bağlı olmadan başkaca delillerin toplanmasına da karar verebilir. Ama bilimselliği konusunda şüpheden uzak bir sonuca ulaşması durumunda ilgili teste ve rapora itibar ederek karar vermesi olasıdır. Davalı olan baba, genetik olarak kendisinin, çocuğun babası olmasının imkansızlığını kanıtlarsa kanun nazarında kabul edilen babalı karinesi de çürütülmüş olacaktır.
Çok merak edilen sorulardan biri, davalı babanın DNA testi yaptırmak istememesidir. Yukarıda bahsettiğimiz üzere bu tür davalarda DNA testi çok büyük önem taşımaktadır. Dolayısıyla sonuca oldukça etkili olan DNA testinin yaptırılması, kural olarak şart koşulamamakla beraber, Türk Medeni Kanunu'nun 284/2. maddesi uyarınca babanın DNA testinden ısrarla kaçmasının kendisi aleyhine yorumlanacağına ilişkin yargı kararları da mevcut bulunmaktadır.
HMK'nın 292. maddesine göre soybağının tespiti için yapılacak inceleme hakkında tarafların kan ve doku alınmasına katlanma yükümlülüğü düzenlenmiştir. Buna göre TMK'dan sonraki kanun olması nedeniyle öncelikle uygulanacak HMK uyarınca mahkeme tarafından taraflara usulüne uygun çağrı yapılmalı ve bu çağrıya uyulmadığı takdirde zor kullanılabileceği açık bir şekilde belirtilmiştir.
Nüfus Kaydı ve Soyadı
Babalık davası sonucunda davacı taraf lehine bir karar çıkmışsa çocuğun annenin soybağına dahil olup olmamasına göre durum farklılık arz edecektir. Buna göre çocuk annenin soybağına kayıtlı ise başkaca bir işleme gerek kalmaksızın babanın soybağına ve kütüğüne dahil edilecektir. Fakat çocuk herhangi bir soybağına dahil değil ise (ana dahil) öncelikle doğum tutanağı ile birlikte babanın soybağına dahil edilecek, sonra ana ile soybağı kurulacaktır.