Resmi Belgede (Evrakta) Sahtecilik Suçu ve Cezası

Resmi Belgede (Evrakta) Sahtecilik Suçu Nedir?



Türk Ceza Kanunu’nun 204. maddesi vd. Maddelerinde düzenlenen Resmi Belgede Sahtecilik suçu, teme olarak resmi bir belgenin düzenlenmesine ilişkin koşulları incelemektedir. Buna göre: “Bir resmi belgeyi sahte olarak düzenleyen, gerçek bir resmi belgeyi başkalarını aldatacak şekilde değiştiren veya sahte resmi belgeyi kullanan kişi” iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılabilecektir. Görüldüğü üzere bu suç, üç seçimlik hareketle birlikte işlenebilecektir. Bunlar:

* Bir resmi belgeyi sahte olarak düzenlemek

* Gerçek bir resmi belgeyi başkalarını aldatacak şekilde değiştirmek

* Sahte resmi belgeyi kullanmak
 

Resmi Belgede Sahtecilik Suçunun Unsurları


 

1-) Resmi Belgede Sahtecilik Suçunda Fail ve Mağdur



Bu suç tipinde fail açısından özel bir düzenleme öngörülmemiştir. Bu açıdan failin kamu görevlisi olabileceği gibi sivil vatandaşlar da suçun faili olabilir. Burada dikkate alınması gereken unsur, failin kamu görevlisi olmasının, suçun nitelikli halini oluşturmasıdır. Yani fail sivil ise suçun basit hali , fail kamu görevlisi ise suçun nitelikli hali oluşacaktır. Mağdur açısından ise herhangi bir nitelikli hal öngörülmemiş; fail gibi mağdurun da tüm vatandaşlar olduğu ve olabileceği kabul edilmektedir.
 

2-) Resmi Belgede Sahtecilik Suçunda Fiil



Resmi belgede sahtecilik suçunda fiil resmi evrağın düzenlenmesine ilişkin seçimlik hareketleri oluşturur. Buna göre:

* Resmi bir belgeyi sahte olarak düzenlemek,

* Gerçek bir resmi belgeyi başkalarını aldatacak şekilde değiştirmek,

* Sahte resmi belgeyi kullanmak,

* Gerçeğe aykırı belge düzenlemek

gibi fiillerden bir ya da birden fazlasını işleyen kişi, fiil unsurunu gerçekleştirmiş olacaktır.
 

Resmi Belgede Sahtecilik Suçunda Belgenin Unsurları



Resmi belge, bir kamu görevlisinin görevi gereği düzenlediği yazıya ya da metne verilen isimdir. Buna göre resmi belge olarak adlandırılan belgenin:
 

1-) Mutlaka yazılı bir belge olması



Kural olarak kağıt üzerine yazı ile yazılan her türlü belge “yazılı belge” olarak kabul edilmektedir. Fakat bunun mutlaka kağıt olması gerekmez. Metal levha, deri gibi farklı nesneler üzerine yazılan belgeler de “yazılı belge” olarak değerlendirilebilir. Yine suçun konusunun mutlaka yazı içermesi gerektiği konusunda fikri mutabakat vardır. Suçun işlendiğine ilişkin delil değeri taşısa da yazı içermeyen bilgisayar çıktıları, fotoğraf ya da videolar, “yazılı belge” olarak adlandırılamaz.
 

2-) Delil değerine ve hukuki değere sahip bir belge olması



Suça konu olan belgenin mutlaka bir hukuki fayda içermesi gerekmektedir. Bununla beraber herhangi bir hukuki fayda içermeyen, dış dünyada etkisi bulunmayan belge, “yazılı belge” olarak adlandırılamaz.
 

3-) Belgenin düzenleyenin, konu edilen belgeden objektif olarak anlaşılabilmesi



Suça konu olan belgenin düzenleyicisinin “yazılı belgeden” anlaşılabilmesi gerekmektedir. Düzenleyicisinin belli olmadığı hususu, mutlaka yazılı belgede isim soyisim yazılması zorunluluğunu ortaya koymamaktadır. Burada dikkate alınması gereken unsur, ilgili belgeden düzenleyicisinin anlaşılabilmesidir.
 

Resmi Belgede Sahtecilik Suçunda Aldatıcılık



Aldatıcılık unsuru, bu suç için çok önemli bir noktadadır. Öyle ki, aldatıcılık unsurunu barındırmayan herhangi bir belge “resmi belgede sahtecilik suçunun” oluşmasına sebebiyet vermemektedir. Resmi belge, düzenleyenin kişisel hatası ya da dikkatsizliği sonucu iğfal edilmişse yine burada aldatıcılık unsurunun bulunmaması neticesinde suç oluşmayacaktır. Belgenin, birden fazla insan tarafından objektif olarak aldatıcılık unsurunu barındırması gerekmektedir. Eğer belge, herhangi biri tarafından açıkça sahte olarak nitelendirilebiliyorsa ve sahteliği belli ise bu durumda aldatıcılık unsurunun oluşmamasından bahisle resmi evrakta sahtecilik suçunun oluşmayacağı kabul edilmektedir.
 

Resmi Belgede Sahtecilik Suçunun Nitelikli Halleri


 

1-) Kamu Görevlisinin Resmi Belgede Sahteciliği



Türk Ceza Kanunu’nun 204/2. maddesine göre: “ Görevi gereği düzenlemeye yetkili olduğu resmi bir belgeyi sahte olarak düzenleyen, gerçek bir belgeyi başkalarını aldatacak şekilde değiştiren, gerçeğe aykırı olarak belge düzenleyen veya sahte resmi belgeyi kullanan kamu görevlisi”nin cezalandırılacağı belirtilmiştir.

Dikkat edilmesi gereken unsur, bu suçun yalnızca kamu görevlisi tarafından işlenebileceğidir. En önemli şartlarından biri, kamu görevlisinin suça konu resmi evrağı düzenlemeye yetkili olmasıdır. Eğer yetkisiz bir kamu görevlisi tarafından resmi belge düzenlenmişse sadece suçun basit nitelikli hali olan TCK mad. 204/1’e göre yargılama yapılabilecektir.
 

2-) Sahteciliği İspatlanıncaya Kadar Geçerli Belgelerde Sahtecilik Suçu



Türk Ceza Kanunu’nun 204/3. maddesine göre: “Resmi belgenin, kanun hükmü gereği sahteliği sabit oluncaya kadar geçerli olan belge niteliğinde olması” cezalandırılmaktadır.

Burada ilk akla gelen soru, hangi belgelerin “sahteliği ispatlanıncaya kadar geçerli belge” olarak kabul edilebileceğidir. Buna en iyi örnek, hakim tarafından tutulan duruşma tutanaklarıdır. Eğer tutanakların gerçeğe aykırı olarak doldurulması söz konusu ise, bu durum ispatlanıncaya kadar bu belgeler, geçerli belge olarak kabul edilebilecektir. Yine buna örnek olarak:

* Mahkeme Kararları

* Kurumca düzenlenmiş tutanaklar

* Seçim tutanakları

* İcra ve İflas Kanunu madde 38 uyarınca İlam Niteliğindeki Belgeler

* Ceza Tutanakları
 

3-) Hukuki İlişkiye Dayanan Alacağın İspatı veya Gerçek Bir Durumun Belgelenmesi Amacıyla Resmi Belgede Sahtecilik Suçu



Türk Ceza Kanunu’nun 211. maddesine göre: “Bir hukuki ilişkiye dayanan alacağın ispatı veya gerçek bir durumun belgelenmesi amacıyla belgede sahtecilik suçunun işlenmesi” cezada indirim sebebi olarak öngörülmüştür.
 

Resmi Belge Hükmünde Olan Özel Belgeler



Türk Ceza Kanunu’nun 210/1. maddesine göre: “Özel belgede sahtecilik suçunun konusunun, emre veya hamile yazılı kambiyo senedi, emtiayı temsil eden belge, hisse senedi, tahvil veya vasiyetname” suçun konusunu oluşturuyorsa, yargılama “Resmi belgede sahtecilik suçuna” ilişkin olarak yapılacaktır.

İlgili maddenin ikinci fıkrasına göre: “Gerçeğe aykırı belge düzenleyen tabip, diş tabibi, eczacı, ebe, hemşire veya diğer sağlık mesleği mensubu” olması durumunda yine “Resmi belgede sahtecilik suçuna” ilişkin yargılama yapılacaktır. Görüldüğü üzere bu görevde bulunan kişiler, kamu görevlisi olmasalar bile “kamu görevlisi sayılarak” fail konumuna gelebilmektedir. Bunun yanında maddenin devamında yer alan ifadelere göre: “Düzenlenen belgenin kişiye haksız bir menfaat sağlaması ya da kamunun veya kişilerin zararına bir sonuç doğurucu nitelik taşıması halinde” yine resmi belgede sahtecilik suçuna ilişkin cezalandırma yapılabilecektir.
 

Adli Para Cezasına Çevirme , HAGB, Cezanın Ertelenmesi



Adli para cezası, kural olarak kanunda açıkça sayılan ya da iki yıldan daha az süreli hapis cezalarının hakimin takdir yetkisine bağlı olarak para çevrilmesine olanak sağlayan bir seçenek yaptırımdır. Resmi belgede sahtecilik suçu açısından suçun cezasının alt sınırı en az iki yıl olarak düzenlendiği için bu suça ilişkin verilen hapis cezasının adli para cezasına dönüştürülmesi mümkün değildir.

Verilebilecek olan cezanın seçenek yaptırımlarla ya da indirimlerle iki yılın altında olması durumunda Hükmün Açıklanmasının Geriye Bırakılması Kararı verilebilecektir. Yine Hagb şartlarının oluşmaması durumunda Cezanın Ertelenmesi mümkündür.
 

Resmi Belgede (Evrakta) Sahtecilik Suçunda Zamanaşımı ve Uzlaştırma



İnceleme konusu olan suç, şikayete tabi olmayıp re’sen kovuşturulan suçlardandır. Bu açıdan genel zamanaşımı süresi içinde her zaman soruşturma yapılabilecektir. Asliye Ceza Mahkemeleri’nin görev alanına giren konularda genel zamanaşımı süresi 8 yıl olarak uygulanmaktadır. Kamu görevlisinin fail olduğu soruşturmalarda ise ceza zamanaşımı 15 yıldır. Bunun yanında bu suç uzlaşma kapsamında yer almamaktadır.
 

Resmi Belgede (Evrakta) Sahtecilik Suçuna İlişkin Yargıtay Kararları


 

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2015/15-651 E. 2018/22 K. sayılı ve 23.1.2018 Tarihli Kararı



“... Kimlik bilgilerini kullandığı mağdur adına ikametgâh belgesi düzenlettirmek suretiyle resmî belgede sahtecilik suçunu, sonrasında söz konusu sahte ikametgâh belgesiyle katılan bankaya başvuruda bulunup içeriği itibarıyla sahte olarak düzenlenmesini sağladığı bireysel kredi başvuru formunu mağdura atfen imzalamak suretiyle de özel belgede sahtecilik suçunu işleyen sanığın, bir suç işleme kararının icrası kapsamında aynı suçu değişik zamanlarda işlediğinin ve bu itibarla zincirleme şekilde resmî belgede sahtecilik suçundan cezalandırılması gerektiğinin kabulünde zorunluluk bulunmaktadır. Ancak, hükümden sonra 24.11.2015 gün ve 29542 Sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi'nin 08.10.2015 gün ve 140-85 Sayılı kararı ile, 5237 Sayılı TCK'nun 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi karşısında, sanık hakkında belirtilen maddenin uygulanması bakımından, yeniden değerlendirme yapılması gerekmektedir. Bu itibarla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının kabulüne, Özel Daire bozma kararının kaldırılmasına, yerel mahkeme hükmünün TCK'nun 53. maddesi yönünden düzeltilerek onanmasına karar verilmelidir.”
 

Yargıtay 11. Ceza Dairesi Esas: 2021/ 8509 Karar: 2021 / 3998



“... Dosya kapsamında sanığın bir şekilde temin ettiği müşteki …’e ait kimlikte tahrifat yaparak, hırsızlık yaptığı esnada yakalandığı, görevli polis memurlarına bu kimliği göstermek suretiyle müşteki hakkında kamu davası açılmasına neden olduğu, sanığın kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek için sahte kimliği kullanması nedeni ile sanığın üzerine atılı “Resmi belgede sahtecilik” suçunu işlediği anlaşıldığından mahkumiyetine karar verilmiş ise de, somut olayda, şüpheli … adına düzenlenmiş tahrifat yapılan nüfus cüzdanın aslının ele geçirilemediği, bu halde anılan belgenin aldatma yeteneğinin olup olmadığının tespit edilemeyecek olması karşısında; sanık hakkında resmi belgede sahtecilik suçunun yasal unsurlarının oluşmadığından beraat kararı verilmesi gerektiği gözetilmeden, sanığın mahkumiyetine karar verilmesinde isabet görülmediğinden hükmün bozulmasına karar verilmiştir. “
 

Yargıtay CGK. 22.12.2009, 2009/11-105. 2009/303 Tarihli Kararı



“...Resmi belgede sahtecilik suçlarında fiilen bir zararın ortaya çıkması aranmamakta, “zarar olasılığı” yeterli görülmektedir”

Yorumlar

Bir Yorum Yazın