Bu yazımızda bir ülke gerçeği olarak sahipsiz sokak köpekleri, kedileri vd. Hayvanlar tarafından kamuya açık yerlerde saldırıya uğranma durumunda vatandaşların hangi kurumdan ne talep edebileceğini inceleyeceğiz. İzmir idare avukatı olarak burada kamu görevini yapmakla mükellef kurumların sorumluluğu bulunmasından dolayı gerekli hukuki görüşlerimizi ayrıntısıyla yazımızın devamında sunuyoruz.
2021 yılının Mart ayında Danıştay 8. Daire Başkanlığı’nın vermiş olduğu kararla birlikte sokak hayvanlarının saldırısı durumunda hangi kurumların sorumlu olduğuna ilişkin tasnif yapılmıştır.
Karara muhatap vatandaş, 16.11.2019 günü saat 12.30 sıralarında Konya İli, Aziziye Mahallesi, Evliya Çelebi Sokak üzerinde bulunan Hacıveyis Camii önünde bulunduğu esnada cadde üzerinde 6-7 adet sahipsiz sokak köpeğinin saldırısına uğramış, köpekler tarafından ısırılıp yaralanmış ve kuduz tedavisi görmesine müteakip bu olayda idarenin hizmet kusurunun olduğundan bahisle yaptığı başvurunun davalı Karatay Belediye Başkanlığınca reddi üzerine karara konu davayı açmıştır.
İdarenin hizmet kusurunun bulunduğu iddiasıyla davacı vatandaş lehine 3.000,00 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi istemiyle Karatay Belediye Başkanlığına karşı açılan davanın kabulüne dair Konya 1. İdare Mahkemesi Hakimliğinin 29/09/2010 gün ve E:2020/306, K:2020/845 sayılı karar itiraz yolu kapalı olarak verilmiştir.
Davalı idare tarafından, kanun yararına temyiz edilmesi istemiyle Danıştay Başsavcılığı’na yönelik dilekçe sunulmuş ve dava esastan incelenmiştir.
Buna göre ;
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 125. maddesinde; idarenin, kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu belirtilmiştir. 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu'nun 7. maddesinin 1. fıkrasının (m) bendinde; "Büyükşehirin bütünlüğüne hizmet eden sosyal donatılar, bölge parkları, hayvanat bahçeleri, hayvan barınakları, kütüphane, müze, spor, dinlence, eğlence ve benzeri yerleri yapmak, yaptırmak, işletmek veya işlettirmek" büyükşehir belediyesinin görev, yetki ve sorumlulukları arasında sayılmıştır.
5393 sayılı Belediye Kanunu'nun 14. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde; çevre ve çevre sağlığı hizmetlerini yapmak veya yaptırmak belediyenin görev ve sorumlulukları arasında sayılmış, 15. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde ise, belde sakinlerinin mahallî müşterek nitelikteki ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla her türlü faaliyet ve girişimde bulunmak belediyenin yetki ve imtiyazları arasında yer almıştır.
5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu'nun "Sahipsiz ve güçten döşmüş hayvanların korunması" başlıklı 6. maddesinin dördüncü fıkrasında; “Sahipsiz veya güçten döşmüş hayvanların en hızlı şekilde yerel yönetimlerce kurulan veya izin verilen hayvan bakımevlerine götürülmesi zorunludur. Bu hayvanların öncelikle söz konusu merkezlerde oluşturulacak müşahede yerlerinde tutulması sağlanır. Müşahede yerlerinde kısırlaştırılan, aşılanan ve rehabilite edilen hayvanların kaydedildikten sonra öncelikte alındıkları ortama bırakılmaları esastır," hükmü, “Yerel hayvan koruma görevlerinin sorumlulukları” başlıklı 18. maddesinin 2. fıkrasında ise; "Yerel hayvan koruma görevlileri; bölge ve mahallerindeki, öncelikte köpekler ve kediler olmak üzere, sahipsiz hayvanların bakımları, aşılarının yapılması, aşılı hayvanların markalanması ve kayıtlarının tutulmasının sağlanması, kısırlaştırılması, saldırgan olanların eğitilmesi ve sahiplendirilmelerinin yapılması için yerel yönetimler tarafından kurulan hayvan bakımevlerine gönderilmesi gibi yapılan tüm faaliyetleri yerel yönetimler ile eşgüdümlü olarak yaparlar." kuralı yer almaktadır.
12.05.2008 tarihli ve 26166 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Hayvanların Korunmasına Dair Uygulama Yönetmeliği’nin 1. maddesinde, sahipsiz hayvanların çevreye verebilecekleri olumsuz etkilerinin giderilmesinin amaçlandığı belirtilmiştir. “İl Müdürlüğünün Görev ve Sorumlulukları” başlıklı 5. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde; “Yerel hayvan koruma görevleri ve gönüllü kuruluşlar ile işbirliği yaparak sahipsiz hayvanların kontrolünü takip etmek” İl Çevre ve Orman Müdürlüğünün görev ve sorumlulukları arasında sayılmış; 6. maddesinin 1 fıkrasının (a) bendinde; hayvanların korunması, sorunların tespiti ve çözümlerini karara bağlamanın, her ilde valinin başkanı olduğu il hayvan koruma kurulunun görev ve sorumlulukları arasında olduğu belirtilmiş, "Belediyelerin alacağı tedbirler" başlıklı 7. maddesinde ise, "sahipsiz veya güçten düşmüş hayvanların toplatılması, kısırlaştırılması, aşılanması, gerekli tıbbî bakımlarının yapılması ve işaretlenmesi, alındığı ortama geri bırakılması, sahiplendirilenlerinin kayıt altına alınması" belediyelerin görevleri arasında sayılmıştır.
Kamu idareleri yapmakla yükümlü bulunduktan hizmetleri gereği gibi ifa etmekle beraber bu hizmetin işleyişini sürekli olarak kontrol etmek ve hizmetin yürütülmesi sırasında gerekli önlemleri almakla da yükümlüdür. İdarece bu yükümlülüğünün yerine getirilmemesi suretiyle hizmetin kötü veya geç işlemesi ya da gereği gibi işlememesi sonucunda bir zarara sebebiyet verilmiş olmasının, idareye hizmet kusuru nedeniyle meydana gelen maddi veya manevi zararları tazmin sorumluluğu yükleyeceği idare hukukunun yerleşmiş ilkelerindendir.
Olayda; ilgili mevzuat gereği sahipsiz hayvanların kontrolünü takip etmek, sahipsiz hayvanlarla ilgili sorunların tespiti ve bu sorunların çözümlerini karara bağlama konusunda görevli ve yetkili olduğu görülen Konya Valiliğinin ve sahipsiz hayvanlara barınak yapmak/yaptırmak, işletmek/işlettirmek görev ve sorumluluğu olan Konya Büyükşehir Belediye Başkanlığının da hasım mevkiine alınması gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.
Danıştay 8. Dairesi Başkanlığı, davacı vatandaşın manevi tazminat talebine yönelik herhangi bir hukuka aykırılık bulmamış; aksine davada sadece Karatay Belediye Başkanlığı’nın sorumlu tutulmasına itiraz ederek Konya Valiliği ve Konya Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nın da hasım konuma eklenerek bu üç kurumun müteselsilen sorumlu olacağını kabul etmiştir.
Buna göre herhangi bir kamuya açık ve kamu kurumlarının sorumlu olduğu alanda sahipsiz hayvanların saldırısına uğrayan vatandaşlar, Danıştay 8. Dairesi Başkanlığı’nın emsal kararı ile birlikte bulundukları ilçe belediyesi ile il belediyesi ve il valiliğine birlikte dava açarak manevi ve şartları varsa maddi tazminat talep edebilecektir. Emsal karar uyarınca da bu üç kurum , saldırıya uğrayan vatandaşa bu tazminatı müştereken ödemekle mükellef olacaktır. İzmir idare avukatı olarak idareye yöneltilen davalarda uzman kadromuz ve mesleki tecrübemizle birlikte hukuki destek almak isteyen vatandaşlarımıza yardımcı olmak için iletişim numaralarımızdan randevu alarak tarafımızla irtibata geçmelerini tavsiye ediyoruz.