Velayetin Değiştirilmesi Davası

Velayet kurumu, Türk Medeni Kanunu’nun 335. ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Esas olarak 18 yaşından küçük çocukların anne ve babaları tarafından temsil ile birlikte çocuğun dış dünyada yansıması olan haklarının kullanımı dahil çok geniş kapsamlı bir kurumdur. Biz de İzmir Avukat olarak Boşanma Davası sonrası velayetin değiştirilmesi konusunu bu makalemizde inceleyeceğiz.

A. Mevzuat



Türk Medeni Kanunu mad. 337: “Ana ve baba evli değilse velâyet anaya aittir “

Türk Medeni Kanunu mad. 339: “Ana ve baba, çocuğun bakım ve eğitimi konusunda onun menfaatini göz önünde tutarak gerekli kararları alır ve uygularlar. “

Türk Medeni Kanunu mad. 340: “Ana ve baba, çocuğu olanaklarına göre eğitirler ve onun bedensel, zihinsel, ruhsal, ahlâkî ve toplumsal gelişimini sağlar ve korurlar. “

Görüldüğü üzere Medeni Kanunumuz , Aile Hukuku na ilişkin olmakla birlikte boşanma davası sonrası ergin olmayan çocukların velayetini de ayrıntılı şekilde düzenlemiştir.

B. Velayetin Değiştirilmesi



Boşanma davası sonrası evlilik birliği içinde olan müşterek çocuk ya da çocukların velayeti, anne ya da babasına verilir. Buna karşılık boşanma davası sırasında mevcut olan durum ve koşullar, daha sonra değişebilir ya da boşanma davası karar metninde yazan velayet hükümlerinin uygulanması fiilen mümkün kılınmayabilir. Bu halde taraflardan biri, dava yoluyla velayetin değiştirilerek kendisine verilmesini talep edecektir.

Türk Medeni Kanunu mad. 183: “Ana veya babanın başkasıyla evlenmesi, başka bir yere gitmesi veya ölmesi gibi yeni olguların zorunlu kılması hâlinde hâkim, re'sen veya ana ve babadan birinin istemi üzerine gerekli önlemleri alır. “

Burada Velayetin Değiştirilmesi kurumu da daha önce mevcut olmayan yeni olguların ortaya çıkmasına bağlanmıştır. Yeni olguların ne olduğu ya da mevcut durumun artık geçerliliğini hangi kıstaslarca yitirdiği, hakimin her somut olayda ayrıca takdir edeceği, nesnel olmayan inceleme alanı yaratacaktır.

C. Velayetin Değiştirilmesi Davası



Velayetin Değiştirilmesi, ancak dava yoluyla talep edebilir. Buna göre, Boşanma Davası sonucu velayet kendisine verilmeyen eş, diğer eşe karşı Velayetin Değiştirilmesi Talepli Dava ikame edecektir. Davada davacı, velayet kendisine verilmeyen eş, davalı ise halen velayet hakkına sahip olan diğer eş olacaktır.

Burada temel kıstas, tüm velayet hükümlerinde olduğu gibi “çocuğun menfaati”dir. Boşanma davası sürecinde mevcut olmayıp da sonradan meydana gelen ya da sonradan öğrenilen olayların, çocuğun menfaati aleyhine olması gereklidir. Velayet hakkına sahip olan eşin yeniden evlenmesi, uzun süreli olarak yurt dışına gitmesi, alkol ya da sigara bağımlılığı sonucu çocuğa zarar verme tehlikesinin ortaya çıkması hallerinde hiç şüphesiz yeni bir durumun mevcudiyetinden söz edilebilecektir.

Ç. Velayetin Değiştirilmesi Davası Görevli Mahkeme



Türk Medeni Kanunu ve Aile Hukuku’ndan doğan uyuşmazlıkların çözümü, özel bir düzenleme ile kurulmuş olan Aile Mahkemeleri’ndedir. Davacının yerleşim yerindeki Aile Mahkemeleri yetkilidir.

D. Velayetin Kaldırılması Koşulları



Hakim, öncelikle velayetin değiştirilmesine ilişkin talepleri incelerken çocuğun menfaatine olan ya da olmayan eylemleri bir bütün halinde değerlendirir ve çocuğun korunması için gerekli tedbirleri alır. Lakin karar verilen ya da icra edilse bile sonuç alınamayacak türden bir tedbir söz konusu ise artık velayetin kaldırılması koşullarının oluşup oluşmadığına bakılacaktır.

Velayet hakkına sahip eşin amansız hastalığı

Alkol ya da başka türden kötü alışkanlık edinmesi

Çocuğa fiili bir zarar tehlikesinin ortaya çıkması

Eşin yurt içi ya da yurt dışında uzun süreli kalması sonucu çocuğun ihtiyaçlarının giderilememesi

Bu koşulların oluşması halinde bu koşullardan hangisi ya da hangilerinin çocuğun menfaat dengesini olumsuz etkilediğine hakim karar verecek ve somut olayın koşullarına göre velayetin kaldırılmasına karar verebilecektir.

E. Velayetin Kaldırılması Yargıtay Kararları



Velayet Davası Yargıtay Kararları

1. Uzman Raporuna Göre Çocuğun Babanın Yanında Mutlu Olması Halinde Velayetin Babaya Verileceği



Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/2-1887 Esas 2017/1196 Karar Sayılı

ve 14.06.2017 Tarihli Kararı: “Mahkemece müşterek çocuğun resmi velayetinin davalı annede olmasına rağmen çocuğun taraflar arasındaki mutabakat uyarınca 22.10.2010 tarihinde annesi tarafından davacı babaya teslim edildiği, daha sonra 2012 yılı içerisinde çocuğun yeniden anne yanına alındığı, bir süre anne yanında kaldıktan sonra çocuğun yeniden baba yanına bırakıldığı ve halen çocuğun baba yanında kaldığı, uzman raporlarında çocuğun baba yanında mutlu olduğunun ve velayetinin anneden alınarak babasına verilmesinin uygun olduğunun belirtildiği, çocuğun mahkeme huzurunda da babası ile birlikte kalmak istediğini ifade ettiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.”

2. İdrak gücüne sahip sekiz ve üstü yaş çocuklara; “anneni mi, babanı mı istiyorsun” sorusunun yöneltilmesi zorunluluğu



Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/2-3117 E. 2018/1278 K .Sayılı Kararı : “... mahkemece yapılacak iş; yeterli idrak gücüne sahip olduğu kabul edilen çocuğa, kendisini doğrudan ilgilendiren velayet konusunda danışılarak, görüşünü gerekçeleriyle birlikte ifade etme olanağının sağlanması; ifade edeceği bu görüşün, çocuğun kendi çıkarına ters düşmediği takdirde, buna önem verilerek sonucuna göre bir karar verilmesi olmalıdır. “

3. Çocuğun üstün menfaatinin söz konusu olması halinde aldatan anneye velayetin verilebileceği



Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2016 / 18282 Esas 2018 / 6427 Karar Sayılı ve 21.05.2018Tarihli Kararı: “Dava 27.11.2015 tarihinde açılmış, tarafların fiili ayrılık tarihinden mahkemece 28.01.2016 tarihli ara kararla ortak çocukların tedbiren velayetlerinin davalı-davacı babaya bırakılmasına kadar çocuklar fiilen anne ile birlikte yaşamışlardır. Mahkemece velayetleri konusunda görüşlerine başvurulan ortak çocuklar 26.04.2016 tarihli duruşmada anne ile birlikte yaşamak islediklerini beyan etmişlerdir. Mahkemece alınan sosyal inceleme raporlarında; annenin kendi ailesi ile birlikte yaşadığı ve düzenli gelir getiren bir işte çalıştığı, velayet görevini yerine getirebilecek sosyal ve ekonomik şartlara sahip olduğu, babanın ise kendi ailesi ile altlı-üstlü oturduğu, mahkemenin tedbiren velayet düzenlemesi sonrasında çocukların fiilen büyükbaba ve babaanne ile birlikte yaşadıkları, bulundukları evde çocukların odalarının bulunmadığı ve anneyi özlediklerini ifade ettikleri rapor edilmiştir. Yapılan yargılama ve toplanan delillerden; davacı-davalı annenin çocuklara yönelik olumsuz bir tutum ve davranışının bulunmadığı, velayet görevini yerine getirebileceği, görüşlerini açıklama olgunluğuna erişen çocukların da anne ile yaşamak istediği anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu duruma göre ortak çocukların velayetlerinin davacı-davalı anneye bırakılmasına karar vermek gerekirken, annenin boşanmaya sebep olan kusurlu davranışı dikkate alınarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir “

F. Velayetin Değiştirilmesi Dava Dilekçesi 2022



İZMİR AİLE MAHKEMESİ SAYIN HAKİMLİĞİ'NE

DAVACI : Mehmet ........... (TCK No: ...........)

Adres

VEKİLİ : Av. Berkay ŞAYİR

1593/1 Sok. No:63 D:32 Hasdemirler İş Merkezi Bayraklı - İZMİR

DAVALI : Deniz ........... (TCK No: ..............)

KONU : Küçük Hasan .. ’ın velayetinin öncelikle ve ivedilikle karar verilinceye kadar, tedbiren geçici velayet hakkının ve karar ile birlikte nihai velayetinin davalı anneden alınarak müvekkile verilmesi talepli dilekçemizdir.

AÇIKLAMALAR :

1-) Davalı yan Deniz ...... ile müvekkil Mehmet ...... , İzmir . Aile Mahkemesi 2018/000 E. 2019/111 K. Sayılı ve ......... tarihli kararı ile boşanmışlar ve ilgili karar kesinleşmiştir. (EK-1 Boşanma İlamı) İşbu kararla birlikte müşterek çocuk Hasan ....... ’ın velayeti davalı anneye verilmiştir. Ancak anne velayet hakkını kötüye kullanmaktadır ve velayetin davalı anneden alınarak, müvekkile verilmesi gerekmektedir. Şöyle ki ;

2-) Davalı yan tarafından İzmir . Aile Mahkemesi 2021/222 E. Sayılı dosya ile müşterek çocuğun davalı yanca yurt dışına çıkarılması amacına yönelik hakim müdahalesi talepli dava ikame edilmiştir. İlgili dosya incelendiğinde davalı yan, Kanada'da doktora eğitimi alacağını, bu kapsamda uzun süreli olarak yurt dışına çıkmak zorunda olduğunu, müşterek çocuğun velayetinin kendisinde olmasından dolayı müşterek çocukla birlikte yurt dışına çıkmak istediğini; fakat Kanada Konsolosluğu kurallarına göre müvekkilin muvafakatinin arandığını ve buna yönelik hakim müdahalesini talep etmektedir.

3-) Davalı yanın müşterek çocuğun yurt dışına çıkarılmasına yönelik hakim müdahalesi talepli davasının kabul edilebilir yanı yoktur. Zira davalı yanın müşterek çocukla birlikte yurt dışına yerleşme maksatlı çıkması halinde müvekkile boşanma kararında tanınan çocukla kişisel ilişki tesisi hakkının ifası imkansız hale gelecektir. Müşterek çocuğun anne ve baba ilgisine ve sevgisine en çok ihtiyaç duyduğu ve boşanmanın olumsuzluklarının en aza indirgenerek çocuğun menfaatine adımlar atılması gereken çağında çocuğun baba sevgisinden ve ilgisinden koparılarak tamamen anneyle birlikte yeni bir yaşam kurulma arayışının en çok müşterek çocuğa zarar vereceği sabittir.

4-) Davalı yan, İzmir . Aile Mahkemesi 2021/333 E. Sayılı dosyasına sunduğu dava dilekçesinde müvekkilin müşterek çocukla görüntülü konuşma yöntemiyle görüşebileceğini belirtse de bu durum uzun vadede sürdürülebilir olamayacaktır. ... yaşındaki bir çocuğa baba sevgisi ve ilgisi, bilgisayar ekranından gösterilemeyecek kadar değerlidir. Zira müvekkil, müşterek çocuğun kişisel gelişimini de olumlu etkileyebilecek adımlar atarak çocuğun bakımı, eğitimi ve diğer sosyal faaliyetlerinde yardımcı olmaya çalışmaktadır. Babalık vazifesini son derece kararlı ve istekli yerine getiren; bunun yanında çocuğu ile arkadaş da olmayı becerebilen müvekkil, bir aile yaşantısından kopmaması adına evlilik yönünde adımlar atmış ve tanıklarımızdan Gülden ........ ile nişanlanmıştır. Bu hususta müşterek çocuk, müvekkil ile kişisel ilişkisinin tesis edileceği zamanlarda aile yaşamının sıcaklığını pek ala hissedebilecek ve boşanmanın yarattığı olumsuz tezahürlerin etkilerini en az şekilde hissedecektir. Fakat davalı yan, müşterek çocuğa, başı ve sonu belli olmayan, öngörülemez, tahmin edilemez gelecek sunmaktadır. Belki de müşterek çocuk, davalı yan tarafından Kanada'da birden fazla insanın birlikte kaldığı odalara mahkum edilecek, tanımadığı insanlarla aynı meskeni paylaşmak zorunda bırakılarak yukarıda bahsettiğimiz sıcak aile yaşamından koparılacaktır.

Öyle ki müvekkil ile davalı yan arasındaki boşanma davası devam ederken dahi davalı yan tarafından müvekkile atılan SMS'te davalı yanın yurt dışında taşınma planını aylar öncesinden müvekkile adeta deklare ettiğini; bu hususta müvekkil ile müşterek çocuğun ihtiyaçlarının, isteklerinin davalı yanca önem arz etmediği açıkça görülecektir. Bu da davalı yanın kötü niyetini kanıtlar niteliktedir.(EK-3 SMS Ekran Görüntüsü)

6-) Davalı yan, İzmir . Aile Mahkemesi 2021/333 E. Sayılı dosyasına sunulu dava dilekçesinde Kanada'da tam burslu olarak eğitim göreceğini, kapsamlı sağlık sigortasına sahip olacağını, müşterek çocuğun çift dil eğitimi göreceğini belirterek bu unsurların çocuğun menfaatine olacağı savını ileri sürmektedir. Oysaki bu hususları müvekkilin sağlayamaması gibi bir durum söz konusu değildir.

Zira yurt dışındaki en vasat yaşamın Türkiye'deki yaşamdan daha insancıl ve daha olumlu olduğu ön kabulünü reddediyoruz. Müşterek çocuk Türkiye'de de kapsamlı bir sağlık sigortasına sahip olup bu hususta herhangi bir olumsuzluk bugüne kadar yaşanmamıştır. Çocuğun dil eğitimi için farklı bir ülke etkili bir faktör olarak değerlendirilse de bu ihtiyaç Türkiye'de pek ala giderilebilir niteliktedir. Davalı yanın esas açıklama yapması gereken hususlar, müşterek çocuğu Kanada'da nasıl bir evde barındıracağı, günlük ihtiyaçlarını karşılayabilecek maddi geliri elde edip edemeyeceği, müşterek çocuğun babasından ve ülkesinden koparılarak yabancı bir ülkede yaşamaya mecbur bırakılarak karşılaşacağı psikolojik ve travmatik sorunları çözüp çözemeyeceğidir.

7-) Davalı yan İzmir . Aile Mahkemesi 2021/444 E. Sayılı dosyasına sunduğu dava dilekçesinde çocuğun yurt dışına çıkarılmasına yönelik kapsamlı sağlık sigortası ve çift dilli eğitimden başka pozitif bir unsurdan bahsetmemektedir. Oysaki davalı yan Kanada'da belki de uzunca bir süre başka şahıslarla birlikte ortak bir evi paylaşacak ve bir odada kalacaktır. Zira Kanada'da ev kiraları da ucuz olmamakla birlikte davalı yanın bağımsız bir eve çıkması mümkün görülmemektedir. Başka şahıslarla aynı evi paylaşma durumu söz konusu ise bu durum zaten en başından müşterek çocuğun psikolojisini alt üst edecektir. Davalı yanın sadece öğrenim bursu ile geçinmesi durumunda müşterek çocuğun ihtiyaçlarına ne kadar cevaz verebileceği tartışılacaktır. Davalı yanın burs haricinde çalışmak istemesi halinde - ki bu ancak yarı zamanlı olabilecektir - vaktinin yarısını öğrenimine yarısını da çalışmaya ayıracak; bu sefer çocuk baba sevgisinden ve ilgisinden mahrum kalmanın yanında annesinden de mahrum kalacak ve kreşe mahkum edilecektir. Üstelik davalı yan lütufmuş gibi müvekkille müşterek çocuğun görüntülü konuşması seçeneğini ileri sürmektedir. Burada müşterek çocuğun görüntülü konuşma ile müvekkile görüştürerek baba sevgisi ve ilgisi göreceğini ummak en büyük hata olacaktır. Görüldüğü üzere her türlü senaryo müşterek çocuğun aleyhinedir.

8-) Çocuk Hakları Sözleşmesi’ne göre ” Toplumun temel birimi olan ve tüm üyelerinin ve özellikle çocukların gelişmeleri ve esenlikleri için doğal ortamı oluşturan ailenin toplum içinde kendisinden beklenen sorumlulukları tam olarak yerine getirebilmesi için gerekli koruma ve yardımı görmesinin zorunluluğuna inanmış olarak, Çocuğun kişiliğinin tam ve uyumlu olarak gelişebilmesi için mutluluk, sevgi ve anlayış havasının içindeki bir aile ortamında yetişmesinin gerekliliğini kabul ederek, Çocuğun toplumda bireysel bir yaşantı sürdürebilmesi için her yönüyle hazırlanmasının ve Birleşmiş Milletler Antlaşması'nda ilan edilen ülküler ve özellikle barış, değer bilirlik, hoşgörü, özgürlük, eşitlik ve dayanışma ruhuyla yetiştirilmesinin gerekliliğini göz önünde bulundurarak,

Çocuğun korunması ve uyumlu gelişmesi bakımından her halkın kendine özgü geleneklerinin ve kültürel değerlerinin taşıdığı önemi göz önünde tutarak, Her ülkedeki, özellikle gelişmekte olan ülkelerdeki çocukların yaşama koşullarının iyileştirilmesi için uluslararası işbirliğinin taşıdığı önemin bilincinde olarak, belirli kurallar üzerinde anlaşmaya varılmıştır” şeklindeki düzenlemeler mevcuttur.

9-) Burada çocuğun üstün menfaatinin kapsamlı bir sağlık sigortası ile dil eğitimi alması pahasına babası ile kişisel ilişkisinin koparılması ve aynı imkanlara Türkiye'de de sahip olabilecekken bunların görmezden gelinerek davalı yanın kişisel ihtiyaç ve menfaatlerinin müşterek çocuğun ihtiyaç ve menfaatiymiş gibi gösterilmesi söz konusudur. Şu an dahi davalı yan 45 günlüğüne Kanada'da okul başvurusu ile ilgilenmektedir ve müşterek çocuk Türkiye'de bir başına bırakılmıştır.

Çocuğun velisi yasal olarak davalı yan olarak gözükmekle birlikte davalı yan yurt dışındadır ve müşterek çocuk Türkiye'de fiilen velisiz durumdadır.

10-) Müşterek çocuğun yasal olarak başvurusu yapması gereken bir durumun söz konusu olması halinde davalı yanın Türkiye'ye gelmesi günler alacaktır. Zira davalı yanın doktora eğitimine yönelik başvuru yaptığı okulun dersleri online ya da örgün verip veremeyeceği konusu da muammadır. Buna göre okulun bir anlık kararı ile derslerin bir kısmının online ,bir kısmının örgün olması durumunda davalı yan bir süre Türkiye'de bir süre ise Kanada'da bulunmak zorunda kalacaktır ki bu durumda müşterek çocuk defalarca fiilen velisiz bırakılacaktır.

Davalı yan kötü niyetli olarak doktora başvurusu yaptığı okulun tek taraflı inisiyatif kullanabileceği durumlardan bahsetmemektedir. Okul bir anlık kararı ile müşterek çocuğun hayatının olumsuz etkilenebileceği bir eğitim modeline ve planlamasına gidebilir ki bu husus özellikle aydınlatılması gerekli durumlardan sadece bir tanesidir. Bu da müşterek çocuğun aleyhine olup karşılaşabileceği en kötü senaryodur. Mahkemenizin uygun görmesi halinde müşterek çocukla pedagog vasıtasıyla iletişim kurulduğunda da görülecektir ki müşterek çocuk babasından ve ülkesinden kopmak ve ayrı kalmak istememektedir. Var olan kurulu düzen, müşterek çocuğun hayatını idame ettirebilmesi ve bağımsız bir birey olarak hayata adım atabilmesi için en uygun şartları içermektedir. (EK-2 Müvekkilin maddi durumunu gösterir SGK hizmet dökümü ve taşınmaz mal bilgisi)

Esasında davalı yan, var olan ülke yaşamı ve düzeni konusunda bireysel olarak isteksiz olup müşterek çocuğu da bu yönde yaşamaya mecbur bırakmak istemektedir. Zira taraflar arasındaki boşanma davasına da sunulu ekran görüntüsünden görüleceği üzere davalı yan söz gelimi bayram kutlamalarına dahi karşıdır. Oysaki kültürel anlamda dayanışma ve yakınlarla iletişimin güçlendirilmesi açısından son derece önemli olarak sınıflandırılabilecek özel günlerden olan bayramlarda dahi müvekkilin müşterek çocukla iletişiminin kesilebileceği; daha da önemlisi bu kültürden tamamen koparılmak istenmesi gayet olasıdır. (EK-4 Sosyal Medya Ekran Görüntüsü)

Müvekkil açısından ise kesinlikle böyle bir durum mevcut değildir. Müvekkil müşterek çocuğun annesi ile olan ilişkisine son derece önem vermekle birlikte çocuğunun Türk kültürü ile yetişmesini ve kişisel gelişimini ülkesinde kalarak tamamlamasını istemektedir. Buna karşın modernitenin sunduğu imkanların değerlendirilmesinden ve örneğin çocuğun ergin denilebilecek yaşlarda gerek eğitim gerekse kültürel anlamda yabancı ülkelerin imkanlarından faydalanılmasından rahatsızlık duymamaktadır. Müvekkil, davalı yanın ülkeye yönelik rahatsızlıklarını ve kişisel arzuları ile isteklerini reel ve herkes tarafından kabul edilen genel geçer bilgiymiş gibi sunup buna dayalı olarak bireysel kararı ile müşterek çocuğun belki de kaderini değiştirecek adımlar atılmasına ve bu konuda müvekkile danışılmamasına karşıdır.

Yukarıdaki tüm açıklamalarımız ışığında öncelikle davamızın kabulü ile, çocuğun üstün yararı gereğince geçici velayetin ivedilikle müvekkile verilmesine, dava sonunda ise nihai velayetin yine müvekkile verilmesine karar verilmesini talep ederiz.

HUKUKİ NEDENLER : 4721 S. K. m. 19, 335, 336, 337, 338, 339, 350, 6100 S. K. m.1, 5, 6, 119,240 ve 4787 S. K. m. 4.

HUKUKİ DELİLLER :

1-) İzmir . Aile Mahkemesi 2018/000 E. 2019/111 K. Sayılı kararı (Celbi talep olunur)

2-) İzmir . Aile Mahkemesi. 2021/222 E. Sayılı dosyası (Celbi talep olunur)

3-) Müvekkilin SGK hizmet dökümü (Ekte sunulmuştur)

4-) Müvekkilin maliki olduğu taşınmaz bilgileri (Ekte sunulmuştur)

5-) Tanık anlatımları (Tanıklarımız müşterek çocuğun rutin hayatı, babası ile ilgili kişisel ilişkisi, nişanlılığın müşterek çocuğun kişisel gelişimine katkı sunup sunmayacağı, davalı yanın çocuğu ile ilgili kişisel ilişki tesisi, müvekkilin müşterek çocukla görüşme konusunda yaşadığı sorunlar vd. konularda tanıklık yapacaklardır. )

1. Gülden ........ TCK No: ................

(Müvekkilin nişanlısı)

2. Ömer ........ TCK No: .................

(Müvekkilin arkadaşı)

6-) Pedagog incelemesi ve Sosyal inceleme raporu

7-) Sunulması mümkün yasal her türlü delil.

SONUÇ VE İSTEM : Açıklamalar bölümünde arz ve izah olunan nedenlerle

1-) Müşterek çocuk Hasan ........ ’ın velayetinin öncelikle ve ivedilikle karar verilinceye kadar, tedbiren GEÇİCİ VELAYET HAKKININ müvekkile VERİLMESİNE,

2-) Karar ile birlikte NİHAİ VELAYETİNİN davalı anneden alınarak müvekkil Mehmet ............. 'a VERİLMESİNE,

3-) Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya YÜKLETİLMESİNE, KARAR VERİLMESİNİ saygıyla arz ve talep ederiz. 01.01.2022

Davacı Mehmet ..........

Vekili

Av. Berkay ŞAYİR

EKLERİ

1-) İzmir . Aile Mahkemesi 2018/111 E. 2019/222 K. Sayılı kararı

2-) SGK hizmet dökümü ve taşınmaz mal bilgisi

3-) SMS Ekran görüntüsü

4-) Sosyal Medya Paylaşımı Ekran Görüntüsü

Bu makale  Avukat Gizem Deren Pınar tarafından Hazırlanmıştır. İçerikleri tamamen özgün olup avukat meslektaşların kullanımı için herhangi bir izin gerekmemektedir. Avukat olmayanlar tarafından kullanımı izin alınmadan mümkün değildir. Velayetin Değiştirilmesi ile ilgili daha fazla bilgi için lütfen bizimle iletişime geçiniz.